E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaMakro Ekonomi2015 Türkiye için nasıl bir yıl olacak---

2015 Türkiye için nasıl bir yıl olacak

2015 Türkiye için nasıl bir yıl olacak
27 Nisan 2015 - 15:53 borsagundem.com

Borsa dünyasının usta isimlerinden Yeliz Karabulut, çarpıcı bir araştırmaya imza attı

Alan Menkul Degerler Genel Müdür Yardımcısı Yeliz Karabulut tarafından hazırlanan “Türkiye 2015 Görünümü / Potansiyel Riskler ve Testler” başlıklı raporda özel sektör borçları incelendi. Reel sektör için büyüme mi yoksa kur seviyesi mi önemli sorusuna cevap arandı. “2015 yılı sadece bizim için değil tüm çevre ve gelişmekte olan ülkeler için zor bir yıl” ifadesinin yer aldığı raporda “Türkiye için geçtiğimiz sene petrol fiyatlarının düşüşü olumlu olsa da, kurlardaki hareket enflasyon artışına neden olurken, çevre ülkelerdeki sorunlar ihracatımızı negatif etkilemektedir” denildi. İşte Yeliz Karabulut ’tan önemli raporla ilgili bilgiler…
 
POTANSİYEL RİSKLER VE TEHDİTLER NELER

“Türkiye 2015 Görünümü “Potansiyel Riskler ve Testler” raporumuzda beklentilerimizi ve özellikle uzun zamandır risk olarak gördüğümüz özel sektör borçlarını inceledik. Hangi kur seviyesinde reel sektörün kısa vadeli yükümlülüklerini likit varlıkları ile karşılayabileceği hangi seviyeden sonra likit varlıklarının kısa vadeli finansal yükümlülüklerini karşılamakta zorlanacağını tesbit etmeye çalıştık.

Reel sektör için büyüme mi yoksa kur seviyesi mi önemli?

Geçtiğimiz 10 yıl içerisinde reel sektörün borcu 14 kat arttı. Reel sektörün net borcu 2014 yılı sonunda 1 trilyon 31 milyar TL’e yükseldi. Bu borcun %63,5’i dövizken, %36,5’i ise TL’dir. Şirketlerin 2014 sonu itibariyle döviz borçları 652 milyar TL (281 milyar USD ), döviz varlıkları 184 milyar TL (79 milyar USD)dir. Varlık hesabına likit kalemler alındığından yurt dışındaki doğrudan yatırımlar (19 milyar USD) hesaplara dahil edilmemiştir. Reel sektörün 2014 sonu itibariyle 470 milyar TL (202 milyar USD) döviz açığı bulunmaktadır.
 
Merkez Bankası tarafından açıklanan reel sektör bilançolarından faydalanarak reel sektör tahmini likit varlıklarını ve hangi kur seviyesinde şirketlerin kısa vadeli borçlarını ödeyebileceğini yada ödeyemeyeceğini tahmin etmeye çalıştık.  Çalışma sonunda birçok firmanın USDTRY’nin 2,90 seviyesinin görmeden kısa vadeli yükümlülüklerini karşılamakta zorluk çekebileceğini, kur 3,54 (2,70’den % 31 daha çıkması halinde) seviyesine geldiğinde ise net borcu olan ve döviz açığı olan firmaların çoğunun kısa vadeli yükümlülüklerini ödemekte sorun yaşayacağı kanısına vardık.  Hali hazırda 2,70 kur ile yılbaşından bu yana 76 milyar TL net kur farkı zararı oluşan reel sektörde (doğrudan yatırım kalemi dahil 68 milyar TL) ,  USDTRY paritesinin 2,90 yükselmesi halinde 116 milyar TL net kur farkı zararı oluşabilecektir.

Diğer yaptığımız çalışmada Reel sektör ile ilgili tahmini kar hesaplamaya çalıştık. Sektörlerin karlılığını iki farklı yöntemle ile tahmin ettik. İlk yöntemde TCMB’nın açıkladığı sektör bilançolarından faydalanarak net kar marjı alındı ve çıkan oran ile toplam sektörler karı tahmin edildi. İkinci yöntemde ise Gelir İdaresi verileri göre tahmini kar rakamları hesaplanmaya çalışıldı (Bankaların ödediği vergiler ve karlar elendi). İki farklı yöntemle reel sektörün tahmini net karı bulunmaya çalışılmıştır. Yapılan incelemelerde kurlarda aşırı yükselişin olduğu dönemlerde şirketlerin zararlarının ciddi bir şekilde artığı gözlemlenmektedir. USDTRY’nin 2,90 civarına yükselmesi ve büyümenin yataya dönmesi halinde ise Türkiye için negatif senaryo oluşabilmektedir. Diğer taraftan şirketlerin varlıkları ve nakit dönüş süresi kısa vadeli finansal borçları ödemede belirleyici olacaktır. Şirketlerin nakit dönüş süresinin uzun ya da kısa olması şirketlerin nakit yaratması üzerinde etkilidir. GSYH büyüme oranı nakit dönüş süresini belirleyen en önemli faktördür.  

 Bu çerçevede, kurdaki aşırı dalgalanmalar reel sektörün kısa vadeli finansal borçlarını ödemede sorun yaşamasına neden olabilecektir. Büyümenin yavaşlaması ise şirketlerin nakit üretmesini zorlaştırabilecek ve zaten kur baskısı altında kalan firmalarda durumun daha da ağırlaşmasına neden olabilecektir. Temel Bankacılık rasyoları incelendiğinde bankalarımızda herhangi bir sorun gözükmemekle birlikte, kur artışı ve büyümenin yavaşlaması halinde, reel sektöre verilen kredilerde sorunlar yaşanabileceği düşünülmelidir.

 2015 zor yıl

 2015 yılı sadece bizim için değil tüm çevre ve gelişmekte olan ülkeler için zor bir yıl. Türkiye için geçtiğimiz sene petrol fiyatlarının düşüşü olumlu olsa da, kurlardaki hareket enflasyon artışına neden olurken, çevre ülkelerdeki sorunlar ihracatımızı negatif etkilemektedir.  ABD faiz artırımına giderken Türk Lirası, enflasyon, cari açık ve seçim belirsizliği ile negatif ayrışmıştır. Kamu finansmanı konusunda her şey yolunda gözükmekle birlikte, kur hareketlerinin yoğun olması halinde reel sektörün döviz cinsi yükümlülükleri ekonominin odak noktası olabilecektir.”

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)