E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaGündemDesteğimiz olur, doğrudan çatışmayız---

Desteğimiz olur, doğrudan çatışmayız

Desteğimiz olur, doğrudan çatışmayız
05 Mart 2015 - 05:33 borsagundem.com

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Türkiye, Irak'ta ya da Suriye'de sıcak bir çatışmanın tarafı olmaz. Musul'a desteğimiz olur ama doğrudan çatışmayız" dedi

Başbakan Ahmet Davutoğlu, New York'a gidişte uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Uçakta bulunan gazetecilerden Akif Beki, Davutoğlu'nun açıklamalarını Hürriyet'te yazdı. İşte o yazı:

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Musul’da IŞİD’e karşı düzenlenmesi öngörülen operasyonla ilgili, “Türkiye, Irak’ta ya da Suriye’de sıcak bir çatışmanın tarafı olmaz. Musul’a desteğimiz olur ama doğrudan çatışmayız” dedi. New York’a giderken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, özetle şunları söyledi:

4 TEMEL POLİTİKA

Suriye’de rejimle Özgür Suriye Ordusu arasındaki mücadelede son durum ne?

Suriye’de uluslararası toplum 3 yıl sonra dediğimize geldi. Suriye konusunda yaptığımız uyarıları yanıtsız bıraktılar ve bugün gelinen noktada Suriye’de olup bitenler ulusal güvenliğimizi tehdit ediyor. Biz Eğit-Donat’ı 3 yıl önce söyledik. Bu 3 yıl içinde DAİŞ bölgede yerleşti. Biz Suriye’de 3’üncü seçenek mümkün diyoruz. Suriye halkını rejim barbarlığı ile DAİŞ  barbarlığı arasında bir seçim yapmaya zorlamayın, ılımlı muhalifler ile Suriye yeniden inşa edilmeli tezini savunuyoruz.

Musul’u IŞİD’den geri almak için operasyon hazırlığı var. Türkiye’nin bu konudaki politikası nedir?
Irak’ta 4 temel politikamız var: Merkezi hükümeti çeşitli yardımlarla destekliyoruz. Irak’ın istikrarı için merkezi hükümete büyük önem veriyoruz. 2’nci olarak, Kuzey Irak Kürt Bölgesi’nin istikrarını önemsiyoruz. TSK Peşmerge’ye eğitim veriyor. 3’üncü olarak, Türkmenlerin güvenliğini temin edecek şekilde onlara destek veriyoruz. Ve son olarak Musul’da Sünni-Şii çatışmasını engellemeye yönelik  bir politika yürütüyoruz.

Şİİ MİLİSLER GİRMEMELİ

Türkiye çatışmaya girer mi?

Türkiye doğrudan Irak ya da Suriye’de sıcak bir çatışmanın tarafı olmaz. Musul’a desteğimiz olur ama doğrudan çatışmayız. Ama Türkiye’ye doğrudan saldırı olursa anında cevap veririz; buna potansiyelimiz de kudretimiz de var. Halktan güç alan yapılara desteğimiz olur. Seçilmiş Musul Valisi Nuceyfi bizim için hâlâ Musul’un valisidir. Musul Valisi’nin en büyük kaygısı, DAİŞ  çekilince yerine Şii milisler gelmemeli. Musul’da böyle bir tehlike var. Buraya Sünni ulusal muhafız güçlerinin girmesi lazım. Türkiye’nin Suriye’ye ilişkin kaygıları koalisyondan farklı. Bizim için ‘DAİŞ  çıkınca ne olacak’ sorusu önemli. DAİŞ’ın boşalttığı yere Suriye rejimi girmemeli veya Irak’ta Şii milisler girmemeli. Koalisyon ‘DAİŞ ’ı temizleyelim, sonrasına bakarız’ diyor... Bu yanlış bir strateji. Ateş bizim sınırımızda yanıyor ve en çok da bizi yakıyor. Biz sınırımızda risk azalsın istiyoruz. Sınırımıza yakın yerlerde istikrar unsurlarının varlığını önemsiyoruz. Örneğin Erbil düşseydi bizim için ulusal güvenlik sorunu çıkardı. Sınıra yakın bölgede terörist tehditlerin olmaması lazım. Bazı istihbarat örgütleri de bu çatışma ve kaos ortamının devamını istiyor. Onları da takip ediyoruz. Bir tarafta Rusya’dan silah destekli rejim var, diğer taraftaki DAİŞ’ın elinde Musul’dan ele geçirdiği ABD silahları var. Ilımlı muhalefetin elinde sadece hafif silahlar var.

Süleyman Şah Operasyonu’ndan sonra Turkiye’nin bölgedeki hareket kabiliyeti arttı mı?
Ordumuza 1 ay önce Süleyman Şah Operasyonu ile ilgili yazılı talimat verdik. Getirdikleri plan aynen çalıştı. Ve herkese şu mesaj verildi: Türkiye isterse 1 gecede Suriye’de 40 kilometre içeriye anında girer. Eğer bir zaiyat verseydik, bir saldırıyla karşılaşsaydık karakola kadar olan alanı kontrol altına alacaktık. Karakolu başka yere taşımayacaktık. Türkiye ile karakol arasındaki alan askeri olarak kontrol altına alınacaktı. Bu bizim B planımızdı. Suriye rejimi Türk birliğine bir saldırıda bulunsa bütünüyle ilgili tedbir alınırdı. Şimdi Eşme bizim toprağımız. Süleyman Şah neredeyse, bizim toprağımız orasıdır. Suriye’de egemen olunca sular altında kalan Caber Kalesi’ne yakın bir yere Süleyman Şah’ı tekrar taşıyabiliriz.

ÇÖZÜM SÜRECİ
TWEET ATTI ÇAĞRI GECİKTİ

İmralı ile Kandil arasında bir kopukluk var. Çözüm Süreci’yle ilgili Nevruz’da daha ileri bir adım bekliyor musunuz?
Demokratik siyaset yapmanın önemine inanıyoruz. Silahlı yöntem pek çok acıya sebebiyet verdi. Bizim için ölçü silahlı yöntemlerin tümünün terk edilmesi. Bu ortam bazılarını rahatsız ediyor. Sadece içeride değil, yabancı istihbarat ve bazı dış odaklar da rahatsız oluyor barış ortamının başlamasından. Elinde silah olanlar ‘Barış olursa ben ne yapacağım’ diyor. Bundan başka Kürt ve Türk ulusalcılar rahatsız oluyor. Baasçı ulusalcılardan bahsediyorum. Durumun düzelmesi bu Baasçıların elindeki argümanları aldı...

Demirtaş hükümeti suçluyor...
Demirtaş ‘Neden 7 ay önce bu çağrı yapılmadı’ diyor. Çünkü sen bir tweet attın, halkı sokağa döktün. 6-7 Ekim’de provokasyonla yapılan şey bu işin 7 ay önce yapılmasını engelledi. Ama halk artık bu olaylarda devlete döndü. Çünkü gördü ki artık eski devlet yok. Katılamayacağım muhtemelen ama, Diyarbakır annelerinden biri, dağdan inen çocuğunu evlendiriyor, düğününe Sare Hanım’la bizi de davet etti. 

SEÇİM
BELKİ DE PERİNÇEK CHP’NİN BAŞINA GEÇER
Çözüm Süreci’ni, seçim yatırımı olarak kullandığınız söyleniyor?

Seçim yatırımı olsa Allah aşkına yatırım yapılacak başka konu yok mu. Çözüm Süreci’nin destekleyen her parti kazanır. Yarım ya da bir puan daha fazla almaktan önemlisi, seçimin sağlıklı şartlarda, barış içinde yapılmasıdır. Kılıçdaroğlu vahim ama bilinçli hata yapıyor. Sandığa değil sokağa çağırıyor. Siz muhalefetsiniz, sizin ‘Bir an önce sandığa gidelim’ demeniz lazım... Kılıçdaroğlu yüzde 35 oy oranı hedefliyorum demiş. Türk siyasi hayatında böyle zillet içeren ifade görmedim. Paralel Yapı ‘AK Parti 35’e düşecek’ diyordu. Paralelcilerin bizi en fazla düşürdüğü yer CHP’nin nihai hedefi olmuş. CHP’nin 11 ilde aday adayı yok. Kimse başvurmamış. Üç büyük ilde (Erzurum, Van, Mardin) ise sadece 1’er kişi başvurdu. Çünkü vatandaşların CHP’den umudu yok. Bakınız, sadece iki parti gitti Esad’a; CHP ve Vatan Partisi... Belki de Perinçek CHP liderliğine oynuyor. O zaman taşlar tam yerine oturur, CHP Türk Baasçı rolünü üstlenebilir.

EKONOMİ
Faiz tek parametre olarak görülmemeli

Yabancı yatırımcıyı tekrar çekmek için 20-21 Ocak’ta Londra’daydık, şimdi New York’ta dünyanın dört bir yanındaki yatırımcılara Türkiye’yi anlatacağız. Hedef dikkatleri Türkiye’ye çekebilmek, bir heyecan uyandırmak. Çünkü Avrupa ekonomisi ciddi bir durgunluk içinde. Görüştüğümüz Portekiz Başbakanı ‘Ekonomiyi toparladık’ diyor ama şu anki büyüme rakamı yüzde 1.

Cumhurbaşkanı faiz indiriminde ısrar ediyor. Bu konudaki görüş ayrılığı aşılabildi mi?
merkez bankası’nın geçen yıl enflasyon hedefinin tutmamasının sebeplerinden biri tarım fiyatlarındaki artıştı. Neden, kuraklık vardı. Bu bize şunu gösteriyor; enflasyonu sadece Merkez Bankası’nın faiz ya da kur politikaları belirlemiyor. Burada işi kutuplaştırıp, iki kutup gibi değerlendirmek doğru değil. Yatırımlar için enflasyon ve faiz oranları kadar siyasi istikrar önemli. Geçen yıl Cumhurbaşkanı, Başbakan değişti, o dönemde Ak Parti içinde bir kriz olsaydı, bu faizleri yukarı çekerdi.  Burada çok dikkatli bir şekilde para politikaları ile enflasyon arasındaki ilişkiyi yönetmek gerekiyor. Bu sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde de tartışılıyor. Bu doğal. Önemli olan bunun tek unsur, tek parametre olarak görülmemesi. Türkiye’nin ne doğalgazı, petrolü ne birikmiş sermayesi var. Dışarıdan sermaye çekmek zorundayız. Burada faizle enflasyon beklentisi arasında sağlıklı bir ilişki kurmazsak, dış yatırım düşmeye başlıyor. 

Ekonominin gidişatını yatırımcılara nasıl anlatacaksınız?
Dünyada şu an en uygun yatırım ortamını araştıran, ciddi bir sermaye var. Ya sıcak para şeklinde, finans piyasalarına gelip kâr etmeye çalışıyor ya da kalıcı olarak fabrika kurmaya geliyor. Biz tabii doğrudan yatırımı, sanayi kurmak için gelenleri tercih ederiz. Ama kısa vadede Türkiye’den paranın kaçmaması lazım. Dünyadaki reel faiz oranlarıyla karşılaştırıldığında Türkiye cazip olmalı. Burada bir denge bulmamız gerekiyor. Hem sermaye kaçmasın, hem de yatırıma gelecek sermaye için kalıcı bir yatırım ortamı olsun. Bu sağlanabilir. İyimserim. Enerji giderlerimiz düşüyor. Avrupa Merkez Bankası’nın parasal genişleme politikası da bize fırsat sunuyor. Ortaya çıkacak para için en önemli limanlardan biri Türkiye. 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)